Ayurveda veya Ayurvedik tıp, (Devanagari dilinde), Hindistan'ın alt kıtasında ortaya çıkan antik bir sağlık sistemidir.
Günümüzde Hindistan, Nepal, Sri Lanka'da uygulanmaktadır. Çin ve Tibet tıp sistemleri üzerinde etkileri olmuştur. Ayurveda "Ayur" ve "veda" olarak iki kelimeden oluşmuştur. "Ayur" hayat veya hayat ilkesi anlamına gelen "ayus" kökenlidir, "veda" ise "bilgi" anlamına gelir . Ayurvedik bilginin Hindistan'da Rişi ve Munilere ifşa edilen spiritüel bilgiye dayalı olduğuna inanılır.
Tarihçe
Ayurveda'nın kökenlerine ilişkin tam bir zamanlama yapılamamaktadır. Ayurvedavatara'ya göre Ayurveda'nın kökeni Hint Tanrısı Brahma'nın vahyidir. Vedik felsefeye dayalı bu bilgi doğrudan Brahma'dan Daksha Prajapati'ye ve ondan da tanrılar zinciriyle Dharma'nın korucuyusu Tanrıİndra'ya aktarılmıştır. Aynı anlatıma göre Ayurveda'nın ulaştığı ilk insan onu İndra'dan doğrudan öğrenen Bharadvaja'dır.
Bharadvaja Ayurveda'yı bir grup bilgeye öğretmiş, onlar da öğrencilerine öğreterek Ayurveda'nın yayılmasını sağlamıştır. Geleneğe göre Ayurveda ilkin Agnivesh Tantra'da geçmektedir. Kitap daha sonra Charaka tarafından yeniden düzenlenmiş ve "Charaka Samhita" adını almıştır. Bir diğer önemli Ayurveda metni Ayurvedik Cerrahi uygulamasının babası olarak bilinen Dhanvantri Sushrut tarafından M.Ö. yaklaşık 1000'de derlenen Sushruta Samhita'dır.
Ayurveda'nın bazı formlarını içeren Atharvaveda en az Vedalar kadar eski metinlerdir. Ayurvedik uygulamalar zaman içinde gelişmiştir. Bazı uygulamaların Vedik uygulamalardan daha önce geliştirildiği diğer bazılarının ise Hindistan'da Budist dönem içinde geliştirildiği düşünülmektedir.
Dwanandhari Deva tanrısı
Hint tıp tarihi M.Ö. 3000'lere kadar geri giden Hint Vadisi Medeniyetine kadar geri götürülebilmektedir. Harappa ve Mohenjodaro'daki kentlerde gelişmiş bir hijyen ve sağlık sisteminin olduğu tespit edilmiştir. M.Ö.1200-700 arasında derlendiği düşünülen dört Veda kitabında ve özellikle de Rig Veda'da rahatsızlıklar, bitkiler ve bitkisel kürlere atıf yapılmıştır.
Atharva Veda'da bitkileri öven ilahiler, uluhiyetin tezahürü olarak tapınılan çeşitli otlar, çeşitli rahatsızlıklara karşı da kullanılabilen mantralar, Bhaishajyams denilen rahatsızlıkları tedavi edici, "Ayushyams" denilen uzun ömür ve refah getirici ilahiler bulunur. Bu ilahilerin daha sonraki tıp uygulamalarının temelini oluşturduğu düşünülmektedir.
Özelliği
Konvansiyonel tıbbın önceliği hastalığı tedavi etmekken Ayurvedik tıbın önceliği hastalığı önleme, sağlığı koruma ve tedaviye dönüktür. Konvansiyonel tıpta ilaçlar hastalığın mikroorganizmalar gibi spesifik nedenlerini yök etmeye yönelik geliştirilirken Ayurvedik tıpta hastalığın, bedenin hastalığa yönelik dayanıklılığını azaltan bedensel ve zihinsel unsurlardaki dengesizlikten kaynaklandığına inanıldığından, dengesizlik düzeltildiği ve bedenin savunma mekanizması bitkisel formüllerle, hayat stili değiştirilmesiyle, diyet ile güçlendirilir ve bedene hastalığı yok edecek şekilde direnç kazandırılır.
Ayurvedik sisteme göre sağlıklı olmak dosha (beden tipi/mizaç), agni (hazım ısısı), dhatu (yedi beden dokusu: lenf, kan, kas, yağ dokusu, kemik, ilik, ersuyu) ve mala (dışkı, üre ve diğer atıklar) arasındaki denge üzerine kuruludur. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal bakımdan iyi olmak sağlıklı olmanın unsurlarıdır.
Doşa Sistemi
Ayurvedik tıbbı ana kavramlarının başında bedenin "doşa" denilen üç ana tipe ayrılmasıdır. Bunlar; Vata, Pitta ve Kaffa'dır.
Her insanda bu doşa tiplerinden birinin baskın olduğu ve her doşanın özgün bir yaşam şekliyle (beslenme vs.) uyum içinde tam işlevini sürdürdüğü kabul edilir. Ayurvedik hekimler çeşitli teşhis yöntemleriyle kişide hangi doşanın ağır bastığını tespit eder ve o kişiyı doşasına uygun yaşam şekline yönlendirirler.
Vata sinir sistemi işlevini harekete geçiren hava ilkesidir.
Pitta sindirim sistemini düzenleyen ateş ilkesidir.
Kapha besin maddelerini dolaşım sistemine taşıyan su ilkesidir.
Hastalık Teşhisi ve Tedavisi
Ayurvedik tıpta hastalık teşhisi hastanın gözle, elle muayenesi, sorgulanması ile sağlanır. Muayene şu standart noktalarda gerçekleştirilir:
Nabız teşhisi,
İdrar,
Dışkı (gaita),
Dil,
Göz,
Deri,
Ayrıca hazım kapasitesi, kişisel alışkanlıklar, bedenin görüntüsü, hastanın direnci de göz önüne alınır. Bunun yanısıra teşhiste hastalıkla ilgili belirtiler de gözlemlenir ve çeşitli testler de uygulanır.
Tedavide doşalardaki dengesizlik giderilmeye çalışılır, bitkisel formüller kullanılır, yemek düzeni ve hayat tarzına doşaların dengeye kavuşması için müdahale edilir ve ruhsal sağlık bakımından psikolojik destek verilir, hüzünlü ruh hali ortadan kaldırılmaya çalışılır.