Yasal Duyuru

Sitemizde bulunan ürünler reçeteye tabi ilaçlar olmayıp adı geçen hastalıkların tedavisinde doğal destek amaçlı ve Takviye Edici Gıda  olarak kullanılır.
Ürünlerimiz hiçbir hastalığın teşhisinde,tedavisinde ve sağaltımında kullanılamaz.
Ürünlerin kullanımı ve sağlık sorunlarınız için öncelikle aile hekiminize ya da eczacınıza danışınız.
Ürünler ile ilgili ayrıntılı bilgi ve diğer sorularınız için lütfen iletişim formu ya da telefonlarımızdan bize ulaşınız.

AROMA TERAPİ VE YAĞLAR

Alt Kategoriler

Aroma Terapi Nedir (0)

Aromaterapi Nedir
 Aromaterapi – solunum yolları, deri ve (veya) mukoza yardımıyla vücuda giren doğal eter yağlarını kullanılarak yapılan tedavi yöntemidir.

            6000 yıldan fazladır ki, insanlık doğal eter yağlarının muhteşem etkisi, şifalı ve arındırıcı özellikleri, benzersiz kokularıyla tanışmıştır. Günümüzde aromaterapi uygulaması tüm dünyaya yayılmış durumdadır. Eski bilgeliklere başvurarak ve aroma yağlarının olumlu etkilerini yeniden keşfederek modern hayatta kaybettiğimiz dengeyi kurmaya çalışıyoruz.

Stres, çevre kirliliği, yanlış beslenme, gergin aynı zamanda az hareketli yaşam biçimi vücudumuza ve ruhumuza olumsuz şekilde etki gösteriyor. Aromaterapi, saf aromatik yağların büyülü gücünü kullanarak, koku duyusu ve duygulara etki eder, vücut ve ruhun armonisini sağlar.

Eter yağlarının kullanımı, Çin, Hindistan, Pers, Mısır gibi ülkelerde çok eskilere dayanmaktadır.

Eski Mısır, aromaterapi kullanımında büyük bir gelişim göstermişti. Aromalar, eski Mısırlıların günlük yaşamında geniş şekilde kullanılıyordu. Bunları; evin içindeki havayı dezenfekte etmek, cilde bakım yapmak, aroma banyoları hazırlamak, giysilere güzel koku katmak amacıyla kullanıyor, yemek ve şaraplara da ekliyorlardı. Eski Mısır rahipleri, din seremonileri sırasında, toplanan kişileri transa sokmak ve bilinçlerine etki göstermek, kendisine teslim olmalarını sağlamak amacıyla bu aromalardan yararlanıyorlardı. Hipokrat, birçok hastalığın tedavisi için hastalarına her gün aroma banyosu yapmalarını ve bu yağlarla masaj yapmalarını öneriyordu. Fakat eter yağları sadece evde ve tıpta kullanılmıyordu. Eter yağlarını elde etme ve kullanma sırlarını sadece belirli seçilmiş kişiler biliyordu, çünkü aromaların şifalı özellikleri çok sıradışı sayılıyordu.

Doğu ülkelerinin, aromaları kullanma konusunda kendine özgü gelenekleri vardı. Örneğin Hindistan’da, aromaların ruhu ferahlattığı ve zekayı artırdığına inanıyorlardı. Kiliseler inşa edilirken, gizli reçetelere göre belirli bir mahlule eter yağları katılıyordu. Bu, sadece havayı dezenfekte etmiyor, aynı zamanda serinlik atmosferi yaratıyor, insanları huzur, derin düşünceler ve meditasyona davet ediyordu.

Tüm tarih boyunca eter yağları zenginliğin simgesi olmuşlar ve en değerli hediye olarak sunulmuşlar.

Maalesef, aromaterapinin birçok sırrı, büyük imparatorluklarla birlikte kaybolmuştur. Bu yüzden birçok bilgiyi yeniden bulmak gerekiyor.

     20. yüzyılın başlarında Fransız kimyacı Rene Moris Gattfoss, laboratuarında deney yaparken, tesadüfen elini yakmış ve yanındaki lavanta yağı dolu kaba sokmuştur. Kimyacı, elindeki yanığın, normalden daha hızlı iyileştiğini ve hiçbir iz kalmadığını şaşkınlıkla fark etmiştir. Bu olay, Gattfoss’un ilgisini çekmiş ve lavanta yağının özelliklerini daha dikkatli incelemeye başlamış. Araştırmalarının sonucunu “Aromaterapi” adlı kitabında açıklamıştır. Zaten “aromaterapi” ismini öneren kişi de ilk Gattfoss olmuştur.

     1. dünya savaşı sırasında, kekik ve lavanta eter yağları kurşun yaralarının tedavisi ve aletlerin sterilizasyonu için kullanılıyordu. Doğal antibiyotik olan eter yağları sadece bakteri ve virüsleri öldürmüyor, aynı zamanda bağışıklık sistemini uyarıyor. Sık sık, antibiyotiklerin mutlaka kullanılması gereken durumları yaşıyoruz. Ama doğal eter yağlarının şifalı etkilerinden yararlanmak daha iyi olmaz mı?

     Aromaterapi, çok eski uygarlıklarda büyük bir rol oynamasına rağmen, bugün, geçmişin geleneksel tıbbına bir dönüş şeklinde algılanmıyor. Bu, sanki bir spiralin içindeki yeni halkadır: artık bilinen ve yüzyıllarca denenen bilgilerin kullanılması ve yeni, bilimsel açıdan doğrulanmış bilgilerin eklenmesidir.

     Aromaterapi – birçok hastalığın tedavisi ve önlenmesi için mükemmel, tamamen bilimsel bir yöntemdir. Kuşkusuz aromaterapi, büyük miktarda ilaçlara sahip klasik tıbbın yerine geçemez. Her şeyin kendine özgü yeri var. Ancak, ilaçların kullanımını inkar etmeden, çok sayıda patolojik sürecin tedavisinde ve önlenmesinde, bitkilerde bulunan biyolojik aktif maddelerin ilaçlar karşısındaki üstünlüklerinden bahsedebiliriz.

 

Eter yağlarının kullanımı birçok hastalığı yenmemizi,

sağlığımızın kuvvetlenmesini

ve hayatımızın her açıdan iyileşmesini sağlayacaktır.

Eter Yağlarının Genel Özellikleri (0)

Eter Yağlarının Genel Özellikleri

 

            Uzun yüzyıllar boyunca insanoğlu aromanın sırrını öğrenme, kokulu bitkilerden aromayı bulup çıkarma ve kendisi için kullanma yolunda uğraşmıştır.

            Aromaları çocukluktan beri kullanıyoruz. Bunu basit ve doğal şekilde yapıyoruz, özel bir eğitime veya terimlere ihtiyaç duymuyoruz. Bir sarımsak dişi, naneli çay, rendelenmiş limon kabuğu, adaçayı, taze gül buketi. Aromalar – hayatımızın ayrılmaz parçasıdır.

            Ama... dalından koparılmış güller çabuk solar ve özelliklerini kaybeder, yasemin yaprakları kurur, karın altında ise nane bulunmaz. Ve böylece insanlar bitkilerin kokusunu biriktirmişler ve büyülü özelliklerini uzun süre boyunca korumayı başarmışlar. Aromalar, eter yağı şeklinde korunarak yoğun bir konsantreye, rahat kullanıma kavuşmuş oldu, Avrupa’da yaşayanlara çay ağacının veya okaliptüsün şifasını değerlendirme fırsatı verdi. Sıvılaştırılmış aromalara eter yağları denmektedir.

            Bilimsel açıdan ise eter yağları – eter yağlı bitkiler tarafından üretilen terpen, alkol ve aldehid, keton ve diğer hidrokarbonların çok bileşenli organik bileşimleridir.

            Şu anda 200’e yakın eter yağı bilinmektedir. Bunlar doğru kullanıldığında, güçlü bir tedavi etkisi gösterir ve yan etkilere neden olmazlar.

            Eter yağının kimyasal içeriği oldukça karmaşıktır. Eter yağlarının içindeki çeşitli organik ve organik olmayan maddelerin miktarı 120 ile 500 arasında değişiyor. Bu yüzden eter yağlarını yapay veya kimyasal yolla kopyalamak mümkün değil. İşte bu yüzden, sentetik yağlar, doğal eter yağlarının tedavi özelliklerine sahip olamazlar.

 

Eter yağları:

  • Şeffaf, renksiz veya hafif renkli, belirli kokusu ve tadı olan sıvılardır.
  • Yağlı değiller, oda sıcaklığında buharlaşırlar, bitki yağlarından farklı olarak kağıtta yağlı iz bırakmazlar; eter yağı renkliyse sadece hafif bir renk izi kalabilir.
  • Sudan hafifler ve suda neredeyse çözünmezler. Eter yağını suda kullanırken emülgatöre ihtiyaç duyarsınız (süt, kaymak, bal, deniz tuzu).
  • Işık ve oksijenin etkisiyle oksitlenirler, bu yüzden özel saklama koşullarına uymak gerekiyor.
  • Geniş çapta biyolojik etkinliğe sahipler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

3. Eter Yağlarının Fonksiyonel Özellikleri

 

            Her eter yağı, çok fonksiyonludur, çünkü çok bileşenlidir, ama yine de eter yağlarının etkisinde genel bir eğilim vardır:

 

  • tüm eter yağları bakterisid, iltihaba karşı ve antiseptik etkilere sahip
  • tüm eter yağları sinir sistemine olumlu etki gösterir.
  • tüm eter yağları duygulara ve ruhsal sağlığa olumlu etki gösterir.
  • tüm eter yağları olumlu dermatolojik ve kozmetik etkiye sahiptir, cilt ve saçın sağlığını ve güzelliğini korur
  • tüm eter yağları vücuttaki “kendi kendini düzenleme” mekanizmasını yeniler
  • tüm eter yağları biyoenerjik değere sahiptir
  • eter yağlarının %70’i yanık ve travmalardan sonra oluşan cilt kusurlarını hızla giderir
  • eter yağlarının %65’i ağrı kesici özelliğe sahiptir
  • eter yağlarının %60’ı erotik uyarıcılardır
  • eter yağlarının %60’ı solunum organlarının durumuna ve fonksiyonuna olumlu etki gösterir
  • eter yağlarının %50’si kan dolaşımı organlarının durumunu ve fonksiyonunu normale döndürür
  • eter yağlarının %40’ı sindirim sistemine olumlu etki gösterir
  • eter yağlarının %40’ı vücut salgı sistemlerinin fonksiyonel ve doku sağlığını destekler
  • eter yağlarının %30’u vücudu toksinlerden temizler, zehirleri nötrleştirir
  • eter yağlarının %30’u vücudun bağışıklık sistemini artırır
  • eter yağlarının %30’u iç salgı bezlerinin çalışmasını düzenler, vücudun homonel fonunu normale döndürür
  • eter yağlarının %25’i vücudun destek-hareket sistemine olumlu etki gösterir
  • eter yağlarının %20’i anti-parazit etkiye sahiptir.

 

İstisnasız tüm eter yağları, dozaja dikkat edildiğinde, olumsuz bir yan etkiye sahip değil, alışkanlık yaratmazlar, ayrıca yağların etki seviyesi giderek azalmaz, vücudun fizyolojik süreçlerinin bozulmasına neden olmazlar.

Sahte Eter Yağları (0)

Sahte Eter Yağları

 

Eter yağlarının üretimi oldukça zor ve pahalı bir işlem olduğu için, bazı üreticiler doğal eter yağları yerine aromatik taklitlerini üretiyorlar, yani kimyasal yolla elde edilmiş sentetik aromatik yağlar. Bu tür yağların kokusu, doğal yağ veya bitki kokularıyla aynıdır.

Böyle yağları doğallaştırılmış olarak da adlandırıyorlar (doğal yağlardan farklı olarak). “Doğallaştırılmış”, yağın yapay yolla elde edildiği, ama doğal benzeri bulunduğu anlamına gelmektedir.

Doğal eter yağlarını kopyalamak imkansız olduğu için, sentetik yağların çoğu, tedavi özelliklerine sahip olmadığı gibi, aroma lamba ve daha da önemlisi dahili kullanımda tehlikelidir. Bu yüzden, sağlığı korumak amacıyla bu tür taklitlere dikkatle yaklaşmak ve sentetik ya da doğallaştırılmış yağların sadece parfüm ürünü olarak kullanılabileceğini unutmamak gerekiyor. Doğal olarak, sentetik yağlar çok daha ucuza satılıyor ve doğal eter yağlarının “saf” kokusuna sahip değil.

Eter Yağlarının Fonksiyonel Özellikleri (0)

Eter Yağlarının Fonksiyonel Özellikleri

 

            Her eter yağı, çok fonksiyonludur, çünkü çok bileşenlidir, ama yine de eter yağlarının etkisinde genel bir eğilim vardır:

 

  • tüm eter yağları bakterisid, iltihaba karşı ve antiseptik etkilere sahip
  • tüm eter yağları sinir sistemine olumlu etki gösterir.
  • tüm eter yağları duygulara ve ruhsal sağlığa olumlu etki gösterir.
  • tüm eter yağları olumlu dermatolojik ve kozmetik etkiye sahiptir, cilt ve saçın sağlığını ve güzelliğini korur
  • tüm eter yağları vücuttaki “kendi kendini düzenleme” mekanizmasını yeniler
  • tüm eter yağları biyoenerjik değere sahiptir
  • eter yağlarının %70’i yanık ve travmalardan sonra oluşan cilt kusurlarını hızla giderir
  • eter yağlarının %65’i ağrı kesici özelliğe sahiptir
  • eter yağlarının %60’ı erotik uyarıcılardır
  • eter yağlarının %60’ı solunum organlarının durumuna ve fonksiyonuna olumlu etki gösterir
  • eter yağlarının %50’si kan dolaşımı organlarının durumunu ve fonksiyonunu normale döndürür
  • eter yağlarının %40’ı sindirim sistemine olumlu etki gösterir
  • eter yağlarının %40’ı vücut salgı sistemlerinin fonksiyonel ve doku sağlığını destekler
  • eter yağlarının %30’u vücudu toksinlerden temizler, zehirleri nötrleştirir
  • eter yağlarının %30’u vücudun bağışıklık sistemini artırır
  • eter yağlarının %30’u iç salgı bezlerinin çalışmasını düzenler, vücudun homonel fonunu normale döndürür
  • eter yağlarının %25’i vücudun destek-hareket sistemine olumlu etki gösterir
  • eter yağlarının %20’i anti-parazit etkiye sahiptir.

 

İstisnasız tüm eter yağları, dozaja dikkat edildiğinde, olumsuz bir yan etkiye sahip değildir, alışkanlık yaratmazlar, ayrıca yağların etki seviyesi giderek azalmaz, vücudun fizyolojik süreçlerinin bozulmasına neden olmazlar.

Temel Aromaterapi Prensipleri (0)

Temel Aromaterapi Prensipleri

 

  1. Hastaya her açıdan yaklaşımaromaterapinin temel prensibi.

Bugün herkes, ruhsal ve somatik hastalıkların birbirinden ayrılmadığını bilir.  Ruhsal durumumuza etkisi olmayan hiçbir hastalık yoktur. Hastalığı değil, hastayı tedavi etmek gerekiyor.

 

  1. Vücudun kendi güçlerine etki gösterme prensibi

Aromaterapi, hastalık durumunda sadece nedenlere ve patolojik değişimlere etki gösterme değil, vücudun kendi koruma güçlerini uyarma ve artırma üzerine yoğunlaşmıştır. İnsan vücudunun, hastalıklarla mücadelede büyük potansiyel imkanlara sahip olduğu düşüncesi daha Hipokrat tarafından dile getirilmişti.

 

  1. Kişisellik prensibi

Her zaman şunu unutmamak gerek: aromaların biyolojik aktif maddeleri insana psikolojisi, beğenme duygusu ve ruhu aracılığıyla etki ediyor, bu yüzden de tedavi sürecinde sadece hastaya hoş gelen kokuları kullanmak gerekiyor. En etkili aroma, hastanın hoşuna gitmiyorsa gerekli etkiyi göstermez.

 

  1. Farklı yönlerden etki gösterme prensibi

Bitkilerin aroması, çeşitli biyolojik aktif maddelerin bileşimidir, bu yüzden de aynı aromalar farklı hastalıkların tedavisi için kullanılabilir ve aynı şekilde belirli bir hastalığın tedavisi için farklı eter yağları gerekebilir. Örneğin, lavanta yağı en iyi antiseptiklerden biridir, ama aynı zamanda sakinleştirici etkiye sahiptir, morali iyileştirir, yorgunluğu, depresyonu ve baş ağrısını giderir.

 

  1. Dozaj prensibi

Ölçü kuralını da unutmamak gerekir. Aroma hastanın ne kadar hoşuna giderse gitsin, Hipokrat’ın temel kuralını da hatırlayın: “Zarar vermeyin!”. Aromaterapinin etkisinde doz önemli rol oynuyor. Aromaterapide şablonlar olamaz, sadece şema olabilir. Aroma uzmanının görevi – her belirli hasta için kişisel aroma kombinasyonunu oluşturmak. Deneyimler şunu göstermektedir: özellikle sorun, duygusal veya psikolojik bir karakter taşıyorsa az dozlar daha etkili olabilmektedir. Her zaman şu kuralı unutmamak gerek: düşük dozda eter yağları uyarıcı, büyük dozda eter yağları ise vücuttaki hayati derecede önemli süreçlere olumsuz etki gösterirler. Aromaterapide “daha çok – her zaman daha iyi değildir”.

 

  1. Aromaterapi kurunun uzunluğunu belirleme prensibi

Her prosedürün ve kurun uzunluğu aslında farklıdır. Her belirli durumda bu süre, hem kullanılan ürüne hem de hastanın sağlık durumuna göre kişisel olarak saptanır. İnhalasyonlar her gün, günde 1-2 kez, 7-10 gün boyunca, banyolar haftada 2-3 kez, hastalık belirtileri bitene kadar, daha sonra önlemek amacıyla haftada 1-2 kez yapılabilir. Masaj 2-3 günde 1 kez, 10-12 prosedür halinde uygulanır.

 

  1. Aromaterapi ve diğer tedavi yöntemlerini birleştirme prensibi  

Aromaterapi hem bağımsız, hem de diğer alternatif tıp yöntemleri (psikoterapi, refleksoterapi, fizyoterapi, masaj) ve ilaçlarla birlikte uygulanabilir. Aromaterapi ve geleneksel tedavi yöntemleri karşılıklı olarak birbirlerinin etkisini artırır. Örneğin eter yağları (limon, lavanta, çay ağacı ve b.) ve antibiyotikler birlikte kullanıldığında bakterisid etki 4-10 kat artar.

 

Aromaterapi, tedavi ile zevkin birleştiği noktada

yarar sağlayacaktır.

Aroma terapi Kuralları (0)

Aromaterapi Kuralları

 

            Eter yağlarını kullanmadan önce, bazı kuralları bilmeniz gerekiyor. Lütfen aşağıdaki önlemlere uyun:

 

  1. 1.Sulandırılmamış yağı direk deriye veya mukozaya sürmeyin! (çay ağacı ve lavanta yağı hariç)
  2. 2.Yağları, önerilen dozun üzerinde kullanmayın! Minimal dozlardan başlayın, büyük ihtimalle bu doz sizin için yeterli olacaktır, çünkü herkesin aromalara hassasiyeti farklıdır.
  3. 3.Herhangi bir yağa alerjiniz olup olmadığını kontrol edin! Bunun için 1 damla yağı dirsek kıvrımına sürün ve ciltte alerjik reaksiyon olup olmadığına bakın – normal kızarma ve hafif yanma hissi dışında herhangi bir şişme, ödem. Kokuya alerjinin kontrolü – 1 damla yağı bir peçeteye damlatın ve gün boyunca bu peçeteyi burnunuza yaklaştırın. Olabilecek alerjik reaksiyonlar – nezle, gözyaşı, hapşırma.
  4. 4.Aromatik banyoları uygularken ilk 2 seans 5 dakikadan fazla sürmemelidir. Aroma lambalarda ise ilk 2 seans 20 dakikadan fazla sürmemelidir. Banyodan sonra kendinizi iyi hissediyorsanız süreyi gittikçe uzatabilirsiniz.
  5. 5.Hamilelik ve epilepsi durumunda eter yağlarını sınırlı miktarda ve doktorun gözetiminde kullanmalısınız! Konsantreleri de normalden 2 kat daha az olmalıdır!
  6. 6.Kokuya dayanamadığınızda (özellikle hamilelik döneminde), eter yağlarını kullanmayın!
  7. 7.Kalp hastalıkları, bronş astımı ve astmatik durumlarda yağları sadece doktora danıştıktan sonra kullanın!
  8. 8.Eter yağlarının dahili kullanımı sadece doktora danıştıktan sonra önerilir!
  9. 9.Aromaterapi kuru 3 haftayı geçmemelidir!
  10. 10.Yağları sıkıca kapatılmış halde, karanlık bir yerde, çocukların ulaşamayacağı şekilde saklamalısınız!

Eter Yağlarını Çocuklarda Kullanma (0)

Eter Yağlarını Çocuklarda Kullanma

 

  1. Eter yağlarını, dozaja ve kullanım önerilerine ciddi şekilde dikkat ederek çocuklar için de kullanabilirsiniz (masaj, banyo, inhalasyon ve b.). Prosedürleri uygulamadan önce mutlaka çocuğun aromatik yağlara hassasiyetini kontrol edin!
  2. 1. 12 aylığa kadar bebekler için, lavanta ve çay ağacı yağı önerilmektedir. Masaj veya banyo için sadece 1 damla yağı 1 yemek kaşığı baz yağında karıştırın.
  3. 2. 1-5 yaş arasındaki çocuklar için, aynı prosedürlerde 2-3 damla tahrişe neden olmayan yağlardan kullanabilirsiniz – lavanta, portakal, çay ağacı – 1 yemek kaşığı  baz yağına karıştırarak.
  4. 3. 6-12 yaş arasındaki çocuklar, yetişkinlerin kullandığı yağları kullanabilir, ama konsantreleri 2 kat daha az olacaktır.
  5. 4. 12 yaşından büyük ergenler, yetişkinlerin kullandığı yağları, onlarla aynı dozlarda kullanabilir.

5. 12 yaşına kadar çocuklarda eter yağlarının dahili kullanımı önerilmemektedir

Eter Yağları İçin Kullanım Yöntemleri (0)

Eter Yağları İçin Kullanım Yöntemleri

           

Aroma lambalar.

Eter yağlarını kendi evinizde kullanmanız için en basit yöntem. Buharlaşma için kullanılacak kap çok da küçük olmamalıdır, yoksa su çabuk buharlaşabilir ve yağ yanabilir. Aroma lambaya ılık suyu dökün, az miktarda eter yağını ekleyin, mumu yakın. Damla sayısı bulunduğunuz mekanın büyüklüğüne bağlıdır: her 5 m2’ye 2 damla eter yağı yeterlidir. Suyun yavaş ısınması sayesinde hava da yavaş-yavaş, aşamalı şekilde aromayla dolar. Su kaynamamalıdır, yoksa aromanın kalitesi ve etkisi değişebilir. Bu işlemi havalandırılmış, pencere ve kapıları kapalı olan bir mekanda uygulamak gerekiyor. Hiçbir zaman çalışan aroma lambasını gözetimsiz bırakmayın.

 

İnhalasyon (İçe çekme).

Yağ aroması direk olarak şişesinden veya kumaşa konulduktan sonra nefesle içe çekilebilir. Aldığınız nefes düzenli ve derin olmalıdır. İnhalasyon süresi 3-10 dakika arasında değişiyor. Gözlerinizi kapatmanız tavsiye edilir. Eter yağlarının molekülleri burnun mukozasında bulunan refleksli bölgelere girerek içtepileri uyarıyorlar. Bu içtepiler de beyne yönelerek sinir sistemi fonksiyonlarını etkiliyor, hormonların salgılanma seviyesini düzenliyor, vücudun enfeksiyon hastalıklarına karşı direncini artırıyor.

 

Aroma Banyoları.

Ilık suyun yararlı etkisi ve aromalı yağların iyileştirici gücü banyoyu, tüm vücut için oldukça faydalı olan bir prosedür haline getiriyor. Eter yağları tüm vücut yüzeyiyle temas ediyor. Yüksek nüfuz etme özelliği sayesinde, lenf ve dolaşım ağına girerek cilt tarafından çabucak emiliyor. Eter yağları; akciğerler, bağırsaklar, böbrekler, merkezi ve periferik sinir sistemini olumlu şekilde etkiliyor. Suyla doldurulmuş küvete emulgatörle karıştırılmış eter yağından gerekli miktarda dökün. Emulgatörler, eter yağının suyla daha kolay karışmasını sağlayan maddelerdir, mesela süt, bal, banyo tuzu ve b. İşlem süresi 10-15 dakikadır. Sürenin uzatılması aşamalı şekilde olmalıdır.

 

Kompresler.

Eter yağlarında bulunan maddeler, hasta organla direk temas halinde olan cilt kısmından geçerek lenfe giriyor ve iltihaba ve spazma karşı, ağrı kesici etki gösteriyor. Suya (gerekli sıcaklıkta 300-400 ml) 5-7 damla eter yağı ekleyin, pamuk bir peçeteyi bu karışımın içine daldırın, çıkardıktan sonra hafifçe sıkın, hasta organın olduğu kısma koyun, kompres kağıdıyla örtün ve kuru ince kumaşla saptayın. Kompres sıcaklığını koruyana kadar, 30-40 dakika tutun.

 

Ovma.

Kas, sinir ve bağ dokularındaki iltihap oluşumlarında, lenf sistemi, solunum sistemi ve kan dolaşımı sistemini etkileyerek çok faydalı şekilde yardım ediyor.10 g fonksiyonelyağın içine 10 damla eter yağından ekleyin, hasta yerinize sürün, hızlı enerjik hareketlerle yedirin. Bu durumda 33 ot, kekik, biberiye, lavanta, ardıç ve b. yağlar en idealdir. 

 

Masaj.

Vücudunuza uygulayacağınız etkili yöntemler arasında en aktif olanlardandır. Aroma maddelerinin çabuk şekilde lenf ve dolaşım ağına girmesini sağlıyor. Bu da vücut için komple olumlu bir etki oluşturuyor. Solunum organları, kan dolaşımı, merkezi ve periferik sinir sistemine yaptığı faydalı etkinin yanında karaciğer, bağırsakları iyileştiriyor ve endokrin sisteminin iş kapasitesini yükseltiyor. 15-20 damla eter yağını 50 ml fonksiyonel yağla karıştırın ve iyice çalkalayın. Çocuklar için 5-7, bebekler için ise 1 damla yeterlidir. Masaj, sağlık durumunuza uygun olduğu şekilde yapılacaktır.

 

Kozmetik Malzemelerin Zenginleştirilmesi.

Şampuan.Eter yağı eklenmiş şampuan saçları güçlendirir ve saç derisinin durumunu iyileştirir, ayrıca kepeğe karşı da etkilidir. 100 ml nötr şampuana 10-15 damla eter yağı ekleyin. Yağlı saçlar içinbiberiye, kekik ve çay ağacı; Kuru saçlar içinlavanta ve portakal; Saçların büyümesi için biberiye, kekik; Kepeğe karşı ise okaliptüs, çay ağacı, kekik yağları tavsiye ediliyor.

Krem. 15-20 damla eter yağını 50 ml nötr kremin içine karıştırın.

Eter Yağlarını Elde Etme Yöntemleri (0)

Eter Yağlarını Elde Etme Yöntemleri

 

Eter yağlarını elde etmenin birkaç yöntemi bulunmaktadır.

 

1. Su buharıyla damıtma yöntemi– eter yağlarını elde etmede kullanılan en yaygın ve en eski yöntemdir. Su buharının, bitkiden çıkan, çok küçük, uçucu eter yağı damlalarını çekip çıkarma özelliğine dayanmaktadır. Saf eter yağlarının çoğu bu yöntemle elde ediliyor. Bitkinin bölünmüş kısımları buharla işleniyor, bu sırada eter yağları dışarı çıkmış oluyor, su buharıyla birleşiyor ve yukarı doğru çıkıyor. Soğutucu aparatta buharlar yeniden sıvılaşıyor. Eter yağları sudan hafif olduğu için suyun yüzeyinde kalıyorlar ve kolayca ayrılabiliyorlar. Sonuçta eter yağları, minimum değişikliğe uğramış halde, tam şekilde elde ediliyor, çünkü bu süreç 1000C’den düşük sıcaklıkta uygulanıyor. Ayrıca bu durumda, damıtma sularında kalan eter yağları da ek olarak çıkarılabilir. Damıtma yöntemi, son zamanlara kadar çoğu eter yağlarının üretiminde tercih edilen bir yöntemdir. Oldukça basit olmasına rağmen, koşulların çok titiz şekilde seçilmesini gerektirir – sıcaklık, basınç, prosedür süresi. Daha yüksek sıcaklık ve basınç, daha verimli bir yağ çıkarır, ancak ürün kalitesini düşürür. Bu yöntem, sınırlı sayıda hammadde kullanımı, kısa süreli damıtma, az verim, ama yüksek kalite şeklinde tanımlanmaktadır. Bu yüzden de bu yöntemle elde edilen yağların fiyatı yüksektir. VIVASAN %100 eter yağlarının çoğu da bu yöntemle üretilmektedir.

 

 

 

Buhar Damıtma Yöntemi

                                              

                                                                                              Soğuk su

                                                                                                   

    Sıcak su

                                                           Su buharı ve

                                                           parçalanmış bitkiler                                          Eter yağları

                                                                                                   Su ve eter yağları

 

 

           

 

Su

 

 

                                   Buhar

 

            Ateş                                                                                       Çiçek suyu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

2. Sıkma yöntemi (santrifüj, soğuk presleme)– bu yöntem, büyük miktarda eter yağı içeren hammaddeler için, örneğin turunçgiller meyveleri için kullanılıyor. Meyvenin kabukları çıkarılıyor, meyveler az miktarda su ile karıştırılıyor, daha sonra basınç altında tutuluyor. Burada önemli olan, ürünün ısınmasına izin vermemek, çünkü bu durumda önemli uçucu bileşimler bozulabilir. Ayrıca, hammadde olarak kullanılan meyvelerin de pestisidle işlenmemesi gerekiyor, çünkü bu zehir, meyvelerin kabuğundan direk yağa geçmektedir. Bu yöntemle, turunçgiller dışında baz yağları da elde ediliyor. VIVASAN’ın limon, portakal, avokado, jojoba yağları da bu yöntemle elde ediliyor.

3. Demleme yöntemi (maserasyon veya sıcak enfleurage)– eter yağlarının yağ içinde çözünmesi özelliğine dayanmaktadır. Eter yağlarını, 700C’ye kadar ısıtılmış diğer yağlar aracılığıyla çıkarıyorlar. Önce sıcak yağın içine, yağ, eter yağlarına doyana kadar, çok defa taze hammadde konuluyor. Daha sonra doymuş yağ soğuyor ve “çiçek pomadına” dönüşüyor. Bu pomat, tekrar ısıtılıyor, içine alkol ekleniyor, sonra ise aroma yağları ayrılıp çıkarılıyor. Bu yöntem, kokulu çiçeklerin işlenmesinde kullanılıyor.

4.  Emme yöntemi (anfleraj, soğuk anfleraj)– yağların, hammaddelerden eter yağlarını emme özelliğine dayanmaktadır. Anfleraj – bitkinin ince kısımlarından (taçyaprağı, ince yapraklar, kökler) aroma maddelerinin, yağla kaplanmış levhalara emilmesidir. Bu yöntemi, örneğin taze yasemin goncaları için kullanıyorlar. Çünkü bu çiçeklerin işlenmesinde, su damıtması daha az etkili sonuç veriyor. Taze toplanmış goncalar, cam levhalar arasına yerleştirilmiş domuz yağı aracılığıyla presleniyor. Daha sonra goncalar çıkarılıyor ve yağ, eter yağlarına doyana kadar, çok defa taze hammadde ekleniyor. Eter yağının diğer yağdan ayrılması için alkol kullanılıyor. Anfleraj eter yağları (sümbülteber, yasemin, mineçiçeği, gül, nergis) en pahalı eter yağlarıdır.

5. Çıkarma yöntemi– hafif derecede kaynayan çözeltici yardımıyla hammaddeden eter yağını çıkarma işlemine dayanmaktadır. Diğerlerine göre yeni bir yöntemdir. Çıkarma işleminden sonra eter yağı mahlulü hammaddeden ayrılıp bir kaba dökülüyor, çözeltici ise damıtılıyor. Genelde bu amaçla heksan, petrol eteri, 4-klorlu karbon, etanol ve diğer maddeler kullanılıyor. Kural olarak, organik çözeltilerle çıkarılan eter yağlarını, alerjik reaksiyon veya bağışıklık sisteminin zayıflamasını önlemek için dahilen kullanmıyorlar. Çünkü bu tür çözeltiler, yüksek derecede toksik oluyorlar, ayrıca eter yağlarından tamamen arınamıyorlar. Sadece etanol ile çıkarılan eter yağları dahili kullanım için uygundur.

6. Kriojen yöntem– basınç altında sıvılaştırılmış karbondioksit gazı kullanılarak, kısa süre önce geliştirilmiştir ve bugün biyolojik aktif maddelerin çıkarılması için yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Eter Yağlarının Notalarına Göre Tasnifi (0)

                                                           Eter Yağlarının Notalarına Göre Tasnifi

Eter yağlarının aroması, çok eskilerden beri, uçuculuk ve diğer özelliklerine bağlı olarak üst, orta ve alt notalara ayrılmaktadır. İnsan vücudunu bir bitkiyle karşılaştırırsak, yağlarımızla insanın belirli organlarına olan etkisi arasında şöyle bir paralel çizebiliriz.

 

 

 

Özelliği

Yağ

Etkisi

Üst nota

(baş notası)

Canlandırma

Limonlu melisa, turunçgiller, biberiye, okaliptüs, kekik

Duyu organları

Dikkat konsantrasyonu

 

Orta nota

(kalp notası)

Denge

Yasemin, ylang-ylang, adaçayı, sardunya, lavanta

Solunum (akciğerler)

Kan dolaşımı (kalp)

Sindirim (karaciğer)

Bağışıklık (dalak)

Alt nota

(baz notası)

Gevşeme

Ardıç, rezene, fesleğen, paçuli

Sindirim

(mide-bağırsak)

Toksinlerin atılması (mide-bağırsak)

Büyüme (cinsel organlar)

Aromaterapi Kuralları (0)

Aromaterapi Kavramı
            
Aromaterapi – solunum yolları, deri ve (veya) mukoza yardımıyla vücuda giren doğal eter yağlarını kullanılarak yapılan tedavi yöntemidir.
            6000 yıldan fazladır ki, insanlık doğal eter yağlarının muhteşem etkisi, şifalı ve arındırıcı özellikleri, benzersiz kokularıyla tanışmıştır. Günümüzde aromaterapi uygulaması tüm dünyaya yayılmış durumdadır. Eski bilgeliklere başvurarak ve aroma yağlarının olumlu etkilerini yeniden keşfederek modern hayatta kaybettiğimiz dengeyi kurmaya çalışıyoruz.
Stres, çevre kirliliği, yanlış beslenme, gergin aynı zamanda az hareketli yaşam biçimi vücudumuza ve ruhumuza olumsuz şekilde etki gösteriyor. Aromaterapi, saf aromatik yağların büyülü gücünü kullanarak, koku duyusu ve duygulara etki eder, vücut ve ruhun armonisini sağlar.
Eter yağlarının kullanımı, Çin, Hindistan, Pers, Mısır gibi ülkelerde çok eskilere dayanmaktadır.
Eski Mısır, aromaterapi kullanımında büyük bir gelişim göstermişti. Aromalar, eski Mısırlıların günlük yaşamında geniş şekilde kullanılıyordu. Bunları; evin içindeki havayı dezenfekte etmek, cilde bakım yapmak, aroma banyoları hazırlamak, giysilere güzel koku katmak amacıyla kullanıyor, yemek ve şaraplara da ekliyorlardı. Eski Mısır rahipleri, din seremonileri sırasında, toplanan kişileri transa sokmak ve bilinçlerine etki göstermek, kendisine teslim olmalarını sağlamak amacıyla bu aromalardan yararlanıyorlardı. Hipokrat, birçok hastalığın tedavisi için hastalarına her gün aroma banyosu yapmalarını ve bu yağlarla masaj yapmalarını öneriyordu. Fakat eter yağları sadece evde ve tıpta kullanılmıyordu. Eter yağlarını elde etme ve kullanma sırlarını sadece belirli seçilmiş kişiler biliyordu, çünkü aromaların şifalı özellikleri çok sıradışı sayılıyordu.
Doğu ülkelerinin, aromaları kullanma konusunda kendine özgü gelenekleri vardı. Örneğin Hindistan’da, aromaların ruhu ferahlattığı ve zekayı artırdığına inanıyorlardı. Kiliseler inşa edilirken, gizli reçetelere göre belirli bir mahlule eter yağları katılıyordu. Bu, sadece havayı dezenfekte etmiyor, aynı zamanda serinlik atmosferi yaratıyor, insanları huzur, derin düşünceler ve meditasyona davet ediyordu.
Tüm tarih boyunca eter yağları zenginliğin simgesi olmuşlar ve en değerli hediye olarak sunulmuşlar.
Maalesef, aromaterapinin birçok sırrı, büyük imparatorluklarla birlikte kaybolmuştur. Bu yüzden birçok bilgiyi yeniden bulmak gerekiyor.
     20. yüzyılın başlarında Fransız kimyacı Rene Moris Gattfoss, laboratuarında deney yaparken, tesadüfen elini yakmış ve yanındaki lavanta yağı dolu kaba sokmuştur. Kimyacı, elindeki yanığın, normalden daha hızlı iyileştiğini ve hiçbir iz kalmadığını şaşkınlıkla fark etmiştir. Bu olay, Gattfoss’un ilgisini çekmiş ve lavanta yağının özelliklerini daha dikkatli incelemeye başlamış. Araştırmalarının sonucunu “Aromaterapi” adlı kitabında açıklamıştır. Zaten “aromaterapi” ismini öneren kişi de ilk Gattfoss olmuştur.
     1. dünya savaşı sırasında, kekik ve lavanta eter yağları kurşun yaralarının tedavisi ve aletlerin sterilizasyonu için kullanılıyordu. Doğal antibiyotik olan eter yağları sadece bakteri ve virüsleri öldürmüyor, aynı zamanda bağışıklık sistemini uyarıyor. Sık sık, antibiyotiklerin mutlaka kullanılması gereken durumları yaşıyoruz. Ama doğal eter yağlarının şifalı etkilerinden yararlanmak daha iyi olmaz mı?
     Aromaterapi, çok eski uygarlıklarda büyük bir rol oynamasına rağmen, bugün, geçmişin geleneksel tıbbına bir dönüş şeklinde algılanmıyor. Bu, sanki bir spiralin içindeki yeni halkadır: artık bilinen ve yüzyıllarca denenen bilgilerin kullanılması ve yeni, bilimsel açıdan doğrulanmış bilgilerin eklenmesidir.
     Aromaterapi – birçok hastalığın tedavisi ve önlenmesi için mükemmel, tamamen bilimsel bir yöntemdir. Kuşkusuz aromaterapi, büyük miktarda ilaçlara sahip klasik tıbbın yerine geçemez. Her şeyin kendine özgü yeri var. Ancak, ilaçların kullanımını inkar etmeden, çok sayıda patolojik sürecin tedavisinde ve önlenmesinde, bitkilerde bulunan biyolojik aktif maddelerin ilaçlar karşısındaki üstünlüklerinden bahsedebiliriz.
 
Eter yağlarının kullanımı birçok hastalığı yenmemizi,
sağlığımızın kuvvetlenmesini
ve hayatımızın her açıdan iyileşmesini sağlayacaktır.
 
 
 
Aromaterapi Kuralları
 
            Eter yağlarını kullanmadan önce, bazı kuralları bilmeniz gerekiyor. Lütfen aşağıdaki önlemlere uyun:
 
  1. Sulandırılmamış yağı direk deriye veya mukozaya sürmeyin! (çay ağacı ve lavanta yağı hariç)
  2. Yağları, önerilen dozun üzerinde kullanmayın! Minimal dozlardan başlayın, büyük ihtimalle bu doz sizin için yeterli olacaktır, çünkü herkesin aromalara hassasiyeti farklıdır.
  3. Herhangi bir yağa alerjiniz olup olmadığını kontrol edin! Bunun için 1 damla yağı dirsek kıvrımına sürün ve ciltte alerjik reaksiyon olup olmadığına bakın – normal kızarma ve hafif yanma hissi dışında herhangi bir şişme, ödem. Kokuya alerjinin kontrolü – 1 damla yağı bir peçeteye damlatın ve gün boyunca bu peçeteyi burnunuza yaklaştırın. Olabilecek alerjik reaksiyonlar – nezle, gözyaşı, hapşırma.
  4. Aromatik banyoları uygularken ilk 2 seans 5 dakikadan fazla sürmemelidir. Aroma lambalarda ise ilk 2 seans 20 dakikadan fazla sürmemelidir.Banyodan sonra kendinizi iyi hissediyorsanız süreyi gittikçe uzatabilirsiniz.
  5. Hamilelik ve epilepsi durumunda eter yağlarını sınırlı miktarda ve doktorun gözetiminde kullanmalısınız! Konsantreleri de normalden 2 kat daha az olmalıdır!
  6. Kokuya dayanamadığınızda (özellikle hamilelik döneminde), eter yağlarını kullanmayın!
  7. Kalp hastalıkları, bronş astımı ve astmatik durumlarda yağları sadece doktora danıştıktan sonra kullanın!
  8. Eter yağlarının dahili kullanımı sadece doktora danıştıktan sonra önerilir!
  9. Aromaterapi kuru 3 haftayı geçmemelidir!
  10. Yağları sıkıca kapatılmış halde, karanlık bir yerde, çocukların ulaşamayacağı şekilde saklamalısınız!
Listeye Bak

 

Giriş

Sepet

Sepet Boş

Kargo Seçenekleri

Yurtiçi Kargo - YouTube

Yeni Ürünler

VELTURA

VELTURA

Fiyatı: 300.00TL
STAKİD

STAKİD

Fiyatı: 300.00TL
CORVEZİO

CORVEZİO

Fiyatı: 300.00TL